Şu Konya Ovası'nın koynunda daha neler saklı acaba çok merak ediyorum. Şahit olduğum her yeni başarı öyküsü beni şaşırtmaya devam ediyor. "Söz uçar, yazı kalır" demiş atalar. Gördüklerimi yazmaya ve tarihe not düşmeye çalışıyorum çünkü gelecek nesillere çok lazım olacak bu bilgiler.
Ne zaman Karapınar Ereğli hattına gittimse, evime hep coşkuyla döndüm bugüne kadar. Uçsuz bucaksız ovada adam boyunu aşan mısır tarlalarının arasında yüzüyorsunuz adeta. Ayçiçeği hasadı başlamış, pancar fasulye ve bostan tarlalarında hummalı bir sonbahar telaşı var. Yolu sağlı sollu giderek sayıları çoğalan hayvancılık işletmeleri doldurmaya devam ediyor. Her biri hayat damarımız olan bu işletmelerde ülkemize katma değer üretiliyor.
Adı "Çiftçinin Yeni Umudu Japon Armudu" konulan bir sloganla, Ereğli'de bir tarla günü hasat şenliğine davet edilen çiftçiler, tarım teşkilatları, basın ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerine 'Asya Armudu' tanıtımı vardı. Halk arasında 'Japon Armudu' olarak tanınmaya başlayan Asya Armudu hakkında yazılmaya değer çok güzel sonuçlar ve bu başarı öyküsünün ardında da müthiş kahramanlar var. Yine uzun bir yazı olacak ama sıkılmadan okuyacağınıza inandığım konular bulacak ve bana hak vereceksiniz sonunda…
Meyve ve sebze üretimi yapan büyük işletmelerin kümelenmeye başladığı Ereğli havzası tam bir bereket pınarı. Toprak su, iklim, rakım ve hava akımları ile birlikte meyve yetiştirme kültürü olan bir çiftçi potansiyeline sahip olan yöre, saydığım avantaj faktörleriyle şuan ülkemizin yıldızı parlayan bir cazibe alanıdır. Yatırımcıyı buraya çeken büyük araziler de önemli rol oynamakta çünkü ülkemizde çok parçalı küçük tarım arazilerinde başarılı olmak mümkün görünmüyor.
İşte bu güzelliklerin bir araya geldiği, Türkiye'de ilklerin denendiği bir tarım kampusu bugünkü yazımızın konusu olacak. Bir yerlere not almanızı öneriyorum; 'Zirve Meyve Sanayi kısa adıyla ZMS Tarım' yakında meyveciliğin lokomotifi olmaya aday bir firma. 2003 yılında kurulan, 1000 dekar alanda meyve ve meyve fidanı üreten ve ürünlerine mavi sertifika almayı başaran ilk işletme. Ve kurucusu Şeref DOĞAN'ı da herkesin hafızasına kazıyacağı bir okul mu desem yoksa İl Müdürümüz Seyfettin BAYDAR'ın deyimiyle bir uygulama laboratuvarı mı? Her ikisine de çok yakışan bir üretim üssü burası.
Elma ve Asya Armudu üzerine uzmanlaşan ve sözünün üstüne söz konulamayacak bir seviyeye ulaşan Zirve Meyve Sanayi hakikaten adına yakışan bir konumda şuan.
Ereğli ilçemize bağlı Bulgurluk Mahallesi arazileri üzerinde kurulan işletme Adana yolunun sağında, tatlı bir meylin ardında, güneyinde Bolkarlar'ın gri bir fon oluşturduğu coğrafyada emin adımlarla hedefine doğru yürüyor.
8 Eylül 2017 tarihinde, ZMS Tarımın üretim alanında düzenlenen hasat şenliğinde ilk gözüme batan etrafın temizliği, tertibi ve düzeniydi. Uzaktan çöldeki vaha gibi duran işletme merkezine ulaştığımda, içinde kelebeklerin cirit attığı rengârenk çiçeklerle bezenmiş, zevkle döşenmiş bahçe düzenlemesiyle, sessiz ve dinginliğiyle insana huzur veren bir yerdi burası.
Herkesten önce varmıştım, bol bol fotoğraflar çektim. Alanı dolduran herkes benim gibi şaşkındı! İkram edilen Asya Armudunun ilk defa tadına bakan insanlar birbirinin yüzüne bakıp; bu nasıl bir aroma böyle, şahane bir tadı var, daha önce yediklerimiz bunun yanında armut bile sayılmaz diyenleri duyuyordum. Hakikaten böyle sulu, lezzetli ve çok gevrek bir meyveyi ilk tadıyordum, inanın bal damlıyor bu Allah vergisi nimetten.
Yakından bakınca sanki çil çil altınlara benziyor mübarek, eğer iyi tanıtımı yapılırsa dünyanın her yerinde pazar bulabilecek ve gerçekten sarı liraya dönüşecek, çiftçinin yüzünü güldürecek bir ürün.
Şeref Doğan ve işletmesinin ilk kuruluş öyküsünü sona bırakarak, meraklılarına şimdi buradan bazı öğrendiğim bilgiler aktarmak istiyorum. Ben de Asya Armudu ekip dikmeyi, yetiştirmeyi istiyorum diyenler olacaktır.
Protokol konuşmaları esnasında kürsüye gelen Tarım İl Müdürümüz Seyfettin Baydar, bu ürünün ülkemizde daha yeni yeni üretilmeye başlandığını, toplamda iki bin dekar alanda yetiştirilen Asya Armudunun en büyük üretim alanında bulunduğumuzu söyledi. Ereğli'deki diğer küçük deneme alanlarıyla birlikte Türkiye'mizde toplam üretimin yarısını tek başına bu havza üretiyor diyerek Şeref Doğan ve ekibini, il ve ilçe müdürlüğümüzden emeği geçenleri kutladı. Teknik bilgi olarak ta dekara yarı bodur 200 armut ağacı dikilebileceğini, ortalama verim olarak ta ağaç başına 30 kilo armut alınabildiğini şuan içinde bulunduğumuz işletmede gördük dedi. Ayrıca ateş yanıklığı ve diğer armut hastalıklarına karşı dirençli olan, dondan en az etkilenen ve depolama pazarlama avantajları çok yüksek yeni bir meyve olarak Asya Armudunun gerçekten çiftçimizin yeni umudu olacağını ifade etti. Tüm imkânlarımızla böyle müteşebbisleri destekleyerek; alternatif tarım ürünlerini doğru yerde doğru ürünü, doğru üreticilerle buluşturma ilkesiyle çalıştıklarını ve Asya Armuduna yatırım yapmak isteyenler için de doğru adresin ortaya çıktığını söyledi.
Sahada ürünü dalında gördüğümüz armut ve elma bahçesinde duygulanmıştım bir an. Ata yurdumuzdan Ana Yurdumuza gelen ikinci üründü bu, diğeri Lâlemizdi biliyorsunuz. Ve ne güzel bir tevafuk, Asya Lâle ve Asya Armudu; ikiside aynı hat üzerinde, biri Konya Karapınar arasında, diğeri de Ereğli havzasında buluştular. Konya'nın yanık ovasında bir mucize gerçekleşmiş gibiydi.
Eskiden burayı görseydiniz asla şu gördüklerinize inanmazdınız diyen bir yerli çiftçi hayret ediyordu gelişmeye. Üstü fileli, tellerle destekli yarı bodur meyve sıralarının arasındaki koridorların sonu zor görünüyordu.
Daldan meyve koparmanın keyfini sürdük. Anadolu'nun kıraç topraklarıyla, emeğini alın terini ve sevgisini bir meyvede buluşturan insanımızın eseriydi o dalda duran. Ereğli Kaymakamı Ömer Lütfi YARAN, İl Müdürümüz Seyfettin BAYDAR ve tüm misafirler çok mutluydu ve herkes Şeref Beyi tebrik ediyordu haklı olarak…
Konuklarını uğurlayan Şeref DOĞAN'la oturup sohbet etmenin vakti gelmişti. Ereğli İlçe Tarım Müdürümüz Orhan SOYLU ve işletmede Şeref Bey'in sağ kolu Ziraat Mühendisi Ersin BAYRAK ta bize eşlik etmişlerdi. Satır arasında bir konuya da temas etmek istiyorum; Ereğli İlçe Müdürümüz bana öyle ekstra bilgiler verdi ki, ayrı bir konu başlığıyla yazmam gerektiğini düşündüm. Galiba Ereğli'ye bir sefer daha yapmam gerekiyor…
Buranın öyküsü nasıl başladı diyerek Şeref Bey'e ilk sorumu yönelttim.
Sessiz, az konuşan biriydi; anlaşılan çalışıp üreterek kendini ifade eden bir yapıya sahipti. Cesur kararlar almış, zorlukları bir bir aşmış ve Zirve Tarımı hak ettiği yere taşımıştı.
"Devlet memurluğunda on yılı aşınca istifa edemezsin artık demişlerdi bana, galiba bir ilki başarmış on üçüncü yılımda istifa edip kafamdaki projeyi hayata geçirmeye başlamıştım. Atıl bir durumdaydı bu araziler, tilkiler geziyordu buralarda. Bir yandan satın aldığım arazide meyveciliğin alt yapısını kuruyor bir yandan da Bulgurluk halkını teşvik edip yanıma çekmek istiyordum fakat bu işler inanmadan olmuyor…"
Eğitimini aldığı mesleğinde önce devlet deneyimi geçirmiş, teşkilatımızdan donanımlı bir mühendis olarak ayrılmış olduğu için "İyi ki devlette bu kadar yıl çalışmışım dediniz mi?" diye sormuştum. 'Kesinlikle' diye cevap vermişti. Basamakları birer birer ve emin adımlarla çıkmanın semeresini görmüştü belli ki. İşletmede günlük 80 kişiye düzenli istihdam imkanı sağlanırken, kendisinden başka dört tane Ziraat Mühendisiyle çalışarak bilgi ve teknolojiyi en üst seviyede kullanan bir ZMS meydana getirmişler.
Ereğli havzasında birçok işletmeye tarım danışmanlığı hizmeti de veriyorlar. Yeni kurdukları bahçe tesislerine her türlü teknik yardımda bulunuyorlar. 500 dekar meyve bahçesi ve 500 dekar sertifikalı meyve fidanı üretiminde ihtisas alanı haline getirdikleri elma ve Asya Armudu dışında isteğe bağlı diğer fidanları da yetiştirip satıyorlar…
Meyvecilikte bazı risklerden söz açıldı bir ara. Masamızda bulunan Bitkisel Üretim Şube Müdürü Kadir ALICI ve TKDK İl Koordinatörü Hakan DOĞAN'ın da gönülden destek verdikleri güzel fikirler çıktı ortaya. Dilek ve temennilerin gerçekleşmesi çok önemli. Şeref DOĞAN, şuan şiddetle bir soğuk hava deposuna ihtiyaçları olduğunu dile getirdi. Devlet büyüklerimizin, üstüne düşeni fazlasıyla yapan böyle girişimcilerimizin sesini duyacağına inanıyorum…
Sözü daha fazla uzatmadan sözü bağlayalım, Şeref Bey'i tanıyınca bende şu intiba uyandı; "Vatanını en çok seven, işini en iyi yapandır" sözünün tarif ettiği adam gibi bir adam. Allah yoluna engel olarak kuru bir dal bile çıkarmasın inşallah memleketimin değerli insanı; sizi ve şahsınızda bütün ekibinizi saygıyla selamlıyorum…
9 Eylül 2017
M. Yavuz ÇOLAK