Toroslar'ın koynunda saklı, şirin bir dağ köyü Evliyatekke. Kökleri Selçuklular dönemine kadar uzanan, toprağı Horasan harcıyla yoğrulan mukaddes bir belde burası. Az ama öz cömert toprakları, cana yakın halis insanlarıyla gönülleri avlayan bu tipik Anadolu köyünü, beldelerimiz sayfasının konuğu olarak ağırlamaktan büyük mutluluk duyacağız…
İddialı bir söz olacak ama küçük tarım arazilerinde, mucizevî işler başaran büyük çiftçilerimiz var Meram'ın dağ köylerinde desem yanlış olmaz herhalde. Ermenek ve yöresinde üretim yapan çiftçiler için eskiden 'Çapayla eker, sıpayla çeker' tabiri kullanılırdı. Çünkü evlek ölçeğinde arazi parçalarında tarım yapardı insanımız ve adına da tarla derlerdi. İşte Meram'a bağlı dağ köylerinde de aşağı yukarı durum aynı olduğu için, son yıllarda keşfedilen yöreye uygun organik tarım ürünleriyle tanıştırıldı çiftçilerimiz. Mensubu olduğum Tarım İl Müdürlüğümüz, Meram Ziraat Odamız ve devletimizin ilgili kurumlarının öncülük ettiği, ortak projelerle çiftçilerimizi desteklediği yeni atılımlar gerçekleşti bu bölgelerde.
Evliyatekke Mahallemizde 8 Ekim 2015 tarihinde gerçekleştirilen eğitim yayım amaçlı bir etkinlikte gördüklerim, işte bu satırları yazdırıyordu bana. Organik böğürtlen, çilek başta olmak üzere birçok sebze ve meyvenin üretildiği kuytu bir yurt köşesinde yaşadığım atmosfer inanın büyülemişti beni. Alıcı gözle baktığınızda, insan yaşlanmaz burada diyecek güzellikte bir yere gelmiştik. Etraf, Kara Denizi hatırlatan gür ve koyu meşe ormanıyla kaplı doğal bir çitle çevrilmiş gibiydi. Ortada bakımlı ve temiz meyve sebze bahçelerinde, olanca albenisiyle sonbahar ürünleri muhteşem görünüyordu. Her biri dalında güzel meyveler tüm renklerini kuşanıp görücüye çıkmış gibiydiler. Arazinin sahibi Kadir Saatçi gerçekten her türlü övgüye layık bir üreticimiz. Organik ürün yetiştiren sertifikalı çiftçilerimiz oradaydı, eli öpülesi insanlar hepsi. Her türlü koşulda, insanımızın sağlıklı ve güvenilir gıda tüketmesi için çalışıp üreten; bilgiden, teknolojiden yararlanan ve kuralları harfiyen uygulayan bu mütevazı insanların hep yanında olmak, elinden tutup desteklemek gerek…
Onlarla hep iç içe olan, devletin her türlü destek ve teşviklerinden faydalanmaları için çabalayan kişi ve kurumlarımız var. İl Müdürümüz Seyfettin Baydar ve Meram Ziraat Odası Başkanı Ali Ataiyibiner, yoğun çaba sarf edenlerin başında gelir. Küçük arazilerden ekmeğini çıkaran çiftçilerimizin kamuoyunda tanınması, binbir zahmetle ürettikleri ürünlerin kıymeti bilinip tüketiminin yaygınlaştırılması için halka görsel ve yazılı basın yoluyla, toplantı ve seminerler vasıtasıyla ulaşıp, ellerinden geleni yapıyorlar. Kurumumuzdan onlara bilgi akışı, teknik destek sağlayan bu işin görünmez kahramanları diyebileceğim arkadaşlarım var. Cefakâr, vefakâr çiftçilerimizin neler başardığını yazarak ben de âcizane kalemimle onların hizmetinde olamaya çalışıyorum. Vatanını en çok seven, işini en iyi yapandır düsturuyla bu cennet vatana katma değer yaratan herkese Allah dilediğini versin.
Sözünü ettiğim etkinliğe katılan basın mensupları ve misafirleri uğurlayan Evliyatekke sakinleriyle oturup uzun uzun konuştuk. Köy konağının yanında, ikindi güneşinin altında, çayın deminde koyulaşan sohbetin tadı damağımızda kaldı. Birlik beraberlikleri çok hoşuma giden köyün ileri gelenleri; Muhtar Esat Acar, Eski Muhtar Hakkı Kayabaşı ve tüm ekip arkadaşları uyum içinde Evliyatekke'nin bir adım daha ileriye gidebilmesi için çabalıyorlar. Organik tarıma ilk adımı nasıl attıklarını, yukarıda saydığım kurumlarımızla birlikte 2008 yılında başlayan çalışmalara İl Özel İdaresi ve KOP İdaresinin de destekleriyle başladıklarını anlattılar. Devlete millete dua ediyorlar, yaptıkları işten memnunlar ve oldukça başarılılar. Yalnız bir tek endişeleri var; istikrarlı bir fiyat politikası oluşmadığı için ürünlerinin değerini bulmaması, rakibi olan diğer ürünlerle farkını henüz kavrayamayan tüketici bilincinin oturmaması. Ama sabrederek kazanacaklarını biliyorlar. Organik tarım üretimi kasabada sahiplenilmiş kısaca, en önemli geçim kaynağı haline gelmiş durumda. Onun yanında hâlâ eskisi gibi küçükbaş hayvancılık önemini koruyor.
Köyün tarihçesini soruyorum, başka Evliyatekke ile adı bir anılan ne var diyorum, anlatıyorlar. Önce unutmadan yazayım; burada kükürtlü bir su kaynağı olduğunu, özellikle cilt hastalıklarına iyi geldiğini, hem banyo hem de içmece şeklinde değerlendirildiğini söylediler. Ayrıca yörede hayvancılık yapanların özellikle koyunlarda deride oluşan tüm hastalıklara karşı bu suyla yıkayarak mükemmel sonuçlar aldıklarını belirttiler. Zaman darlığı nedeniyle bu su kaynağının başına varıp fotoğraf çekemedim fakat köyün sitesinde yer aldığını söylediler.
Âdetim olduğu üzere, köyün tarihçesiyle bağlayalım konuyu. Halkın hafızasında yaşayan, dilden dile aktarılan rivayetlere göre 600 yılı aşan bir geçmişi var köyün. İlk kurucunun İlyas Baba'nın kardeşi Abdülmuttalip adıyla bilinen Horasan Erenlerinden olduğu söyleniyor. Bugün makamının nerede olduğu bilinmiyor, ancak köyde türbesi olan bir başka mübarek şahsiyet var. Kaynaklarda Ahmet Yesevi dervişlerinden olduğu zikredilen Kutbul Ahdap Muhammet Arif Hazretlerinin günümüze ulaşan ve halkın yoğun ilgi gösterip ziyaret ettiği türbesi var bu köyde. Yörenin 'Tekke Köyleri' diye ortak anılan bir ünü vardır halk arasında. Yüzyıllar boyu Mevlevi Dergâhına hizmet edilip fakir fukaranın, yolcu yolakçının karnının doyurulduğu, yetiştirilen ürünlerin oralara gönderilerek yoksullarla paylaşıldığı dile getirilir bilirsiniz. Bu efsaneleşen halk hikâyelerinden anlayabildiğim şudur; Anadolu'ya önce gelip ilk manevi fethi gerçekleştirenlerin ayak izleridir bunlar. İslam ahlak ve faziletini, Türk Kültürünü bu topraklara nakşedip mührünü vuran ilim ehli mübarek insanlardı onlar. Çok fazla yazılı kaynağımızın olmayışı içimizi yakıyor, onun için ifade etmesi en kolay yolu seçip adını sanını, makamı ve mekânını bilmediğimiz değerlere hürmet edip 'Horasan Erleri veya Erenleri' diyerek kurtarırız zevahiri…
Güzel bir gündü, yüreği sevgi dolu konuksever insanlar tanımaktan mutluyum, teşekkür ederim her birine. Selam olsun Evliyatekke'nin tüm insanlarına…
M. Yavuz ÇOLAK