Bir merakla başlayan bitkiler âlemindeki sırlara keşif yolculuğu, artık önlenemez bir tutkuya dönüşmüş onun için. Ailenin diğer fertlerini de peşine takıp kırlara, dağlara ve otlara sevdalanmış bir adam konuğumuz olacak bu yazımızda…
Bülent Akgöz’ü tanıyınca, okuyucum da tanısın istedim. Sohbetimizin sonunda söylediklerini, ben başta söyleyim ki; onu neden tanımanızı istediğim daha iyi anlaşılsın. Bülent Akgöz; beş yıl içinde, yöresindeki on bin aileye ekmek kapısı olma hedefine kilitlenmiş. Bu konuda iddialı olduğunu ifade ederek, icra ettiği mesleğin piri kabul edilenlerden ünlü bir profesörün sözlerini hatırlattı: “Merhum Turhan Baytop Hocamız; Türkiye’nin endemik bitkilerinden bir üretim yapılırsa eğer, turizmden kazandığının dört katını kazanabiliriz demişti. Gerçekten müthiş bir potansiyeli var ülkemizin, hocanın söylediklerine sonuna kadar katılıyorum ben de”
11 Haziran’da, Akgöz Ailesinin sahibi olduğu ‘Rasayana’ isimli bitki işleme ve paketleme tesisindeydik. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın yüzde elli hibe desteği sağladığı bu tesis ‘Tıbbi Aromatik Bitki Yetiştiriciliği Projesi’ kapsamında, Meram İlçemize bağlı Hatunsaray Kasabasında kurulmuş. Bülent Akgöz ve ailesini tanımamıza vesile olan bir programla yetiştiricilere fide dağıtımı yapılmıştı. Halk arasında ‘Şeker Otu’ diye bilinen ‘Stevia’ ve yine halk arasında ‘Biberiye’ adıyla bilinen "Rosmarinus" fidelerinin üreticilere ulaştırıldığı organizasyondan oldukça ilginç bilgiler derlemiştim.
İl Gıda Tarım Müdürümüz, Meram İlçe Müdürü ve proje koordinatörlerinin katıldığı programın öncesinde, çok özel bir sohbet ortamı oluşmuştu. Misafirlere ilgi çekici ikramların sunulduğu bölümde; ayran, bitki çayları, adını yanlış hatırlamadıysam ‘Hatay Kömbesi’ dedikleri bir tür kurabiye ve özel hazırlanmış Şeker otu ekstresi çok ilgi gördü. Bülent Bey Çumralı, eşi de Hataylıymış; bize ikram edilen kömbeler de, o gün aramızda olan Hataylı misafirlerin memleketlerine özgü ev ürünüydü.
Hepimizin merakını celbeden ‘Şeker Otu’ adıyla anılan Stevia bitkisinden elde edilmiş, çok aşırı tatlı sıvıdan birer fincan sunulmuştu hepimize. Nasıl tarif etsem? İnsanın boğazında yangı oluşturacak kadar tesirli bir tatlandırıcı diyebilirim. Stevia bitkisi hakkında bilgi aldığımız Bülent Bey; şeker hastalarının umudu olarak geleceğin en önemli ürünleri arasında olduğunu, bildiğimiz şeker tadına göre 300 kat daha güçlü olduğunu söylediği bu ürünün, kalorisi de sıfırmış üstelik. Kendi laboratuarında hazırladıkları bu bitki özünün daha tam rafine olmadığını, üzerinde çalıştıklarını söyledi. Özellikle süt tatlılarında yaptıkları denemelerin harika sonuçlar verdiğini de belirtti. Bitkiler âlemiyle ilgili şaşırtıcı birçok bilgi verdi daha. ‘Rasayana’ ne anlama geliyor diye sormuştum. İnsan sağlığına zarar vermeyen ürün anlamına geliyormuş. Marka adını belirlerken bile epey araştırma yapmış olmalı.
Sıra dışı bir adam bu Bülent Akgöz dedim içimden. Esprili cevaplar veriyordu sorularımıza; girişimcilik ruhu, önderlik yeteneği üniversite yıllarında ortaya çıkmış. Burs paralarını biriktirip arkadaşlarıyla ortak bazı yatırımlara giriştiklerini, epey maceralar yaşadıklarını anlattı. Ziraatçı mısınız diye sorduğumda gülümsedi: “Ziraatçı arkadaşlarıma takılıp kızdırırdım, bazen dalga geçerdim onlarla; şimdi tam ortasında buldum kendimi. Neye niyet, neye kısmet? Kamu Yönetimi mezunuyum, arkadaşlarımın çoğu şuan vali veya kaymakam ama zorluklarına rağmen ben de işimi çok seviyorum” Eşi Filiz Hanımın da Turizm İşletmecilik mezunu olduğunu söylediğinde aklıma geldi; “Bizim tıbbiyeden ressam çıkar, edebiyatçı, heykeltıraş çıkar; arada bir hekim de çıkar” dermiş, ünlü Prof. A.Kerim Gökay. Bizim ülkemizin gerçeği bu hakikaten; toplumun azımsanamayacak bir bölümü, ilim öğrenmek için yıllarca dirsek çürüttüğü alanında değildir nedense? Ama önemli olan, insanın faydalı ve mutlu olacağı doğru yerde olmak desek, işin içinden çıkabilir miyiz acaba?
Bitki işleme ve paketleme tesisini gezdik hep birlikte. Kasabanın dışında, kır dağın başında diyebileceğim bir tesiste gördüklerim, inanılmaz mutlu etti beni. İşini seven, ciddiye alan bir girişimci böyle olmalı işte. İşletmede hemen fark edilen iş disiplini ve uygulanan hijyen kuralları dikkat çekiyor. Galoş giyerek girilebilen tesiste pek çok tıbbi ve aromatik bitki işlenip paketlenerek, özellikle organik ürünlerin satıldığı pazarlara yönlendiriliyormuş. Çumra, Antalya ve Hatunsaray olmak üzere, üç şubeyle hizmet veriyorlarmış. Bülent Beyi ve ekibini yürekten kutluyorum. Sıfırdan başlayıp, şuan 500 dekar arazi üzerinde ekim yaptırdığı özel bitkileri, hem insan sağlığı alanına sunması ve hem de yarattığı katma değerle ülke ekonomisine kazandırdıkları için. Yolunuz ve bahtınız açık olsun…
M.Yavuz ÇOLAK